25 Mart 2007 Pazar

Affedilmeyen 3. Bolum

AFFEDİLMEYEN 3. BÖLÜM FRAGMANI SİTEMİZE EKLENMİŞTİR. İSTER BİLGİSAYARINIZA İNDİRİN İSTERSENİZ TV MİZDEN ONLİNE İZLEYİN

Özdemir Bey, “Beyefendi”nin emriyle gireceği ihalede, ihaleye katılacak firmalar arasında Bedri Yılmaz’ın şirketinin ismini görür. Kızı Duygu’yu kaçırmak isteyen adamları Bedri’nin kontrol ettiğinden artık emin olmuştur. Aziz ise hala Özdemir Bey’e öfkelidir. Sabah Duygu’yu okula götürürken Necmi Baba’dan Ayşe’nin iyileşme emareleri gösterdiğine dair haber alınca bütün öfkesi geçer. Bir akrabasını görme bahanesiyle doğruca hastahaneye gider. Duygu arabada onu bekleyeceği yerde yukarı çıkar ve Aziz’in ölüm döşeğindeki karısını yani Ayşe’yi görür. Fakat Aziz’e hiçbirşey söylemez.Öte yandan Duygu’yu kaçırmakta başarısız olan Bedri, Hüsnü adında acımasız bir tetikçiyle beraber işi halletmeye karar verir. Duygu’yla barışmak için yanıp tutuşan Faruk, ona bir jest yapmak ister ve Duygu’nun çok sevdiği filmi sadece ikisi beraber izlemeleri için bir sinema salonunu kapatır. Faruk’un bilmediği şey, bu özel gösterime Bedri ve Hüsnü’nün de katılacak olmasıdır!..

14 Mart 2007 Çarşamba

AFFEDİLMEYEN


''EN BÜYÜK İNTİKAM AFFETMEKTİR..''

1.BOLUM OZETI


İşte 1. Bölümün özeti:
Mafya değil, Kabadayı... Sıradan, kendi halinde bir genç olan Aziz, 25 sene önce onu terkeden babası Kemal Arif'in, meşhur ve zengin bir kabadayı olduğunu öğrenir. Son kabadayılardan biri olan, ve silahla değil, raconla gerçek adalete hizmet etmek isteyen Kemal Arif, oğlundan af dilemek için ona giderken, düşmanları tarafından vurulur. Aynı kişiler Aziz'i de düğün günü öldürmek isterken, karısı Ayşe'yi vururlar.Karısının ve babasının intikamını almak isteyen Aziz, istemeye istemeye babasının yerine geçer ve babasının sağ kolu olan Necmi tarafından, karısı Ayşe'yi ve babası Kemal Arif'i öldüren Özdemir Bey'in villasına sokulur. İşi, Özdemir Bey'in şımarık kızı Duygu'ya yakın korumalık yapmaktır. İntikam için can almaya giden Aziz, düşmanının kızının canını koruyacak mıdır?İntikamın sadece silahla alınacağını zanneden Aziz, çok geçmeden yanıldığını anlayacak ve çıktığı bu uzun yolda kabadayılığın silahla değil, yürek ve cesaretle gerçek adalete ve insanlara hizmet etmek olduğunu öğrenecektir.

''Affedilmeyen'' Jenerik Klip

Affedilmeyen Dizisi Konusu


Güneydoğu'da komutan koruması olarak askerliğini yapan Aziz, bir operasyon sırasında yaralanarak gazi olur ve evine döner. Annesi o askerdeyken vefat etmiş, babasını ise zaten üç yaşından beri hiç görmemiştir. Mahallede bir tek nişanlısı Ayşe vardır onun yolunu gözleyen.. Eski bir kamyonetle yük ve eşya taşımaya başlar. Bir yandan da, bu dünyadaki tek varlığı ve sevdiceği Ayşesi ile evlenmek için para biriktirmektedir. Derken bir gece, tek göz gecekondusunun kapısı çalar. Babasının arkadaşı olduğunu söyleyen Necmi Baba adında bir adam, onu babasına götürmeye gelmiştir. Aziz, babası Kemal Arif Karagülle'nin çok zengin ve meşhur bir kabadayı olduğunu öğrenir. Çok küçükken onları terkedip giden babasına öfke dolu olduğu için onunla görüşmeye gitmez. Kemal Arif düşmanları tarafından vurulur. Ölüm döşeğinde, babalık görevlerini yerine getirmediği için oğlundan af diler ve hayata gözlerini yumar. Artık bütün maddi zenginliği ve yıllardan beri sürdürmeye çalıştığı kabadayılık geleneği Aziz'e miras kalmıştır. Aziz bu mirası reddeder ve kendi sakin hayatına, Ayşe sine döner. Ancak düğün günü babasının düşmanlarının silahlı saldırısına uğrarlar. Ayşe ölüm döşeğinde yaşama tutunmaya çalışır ama sonunda dayanamayarak hayata gözlerini yumar. Aziz, Ayşe sinin kanlı mendilini yatağın ucuna bağlar ve ona bir söz verir; "-Bu mendil burada kaldığı sürece ne Allah affetsin beni, ne de sen.."Babasının sağ kolu olan Necmi Baba, onun için bir plan yapar. Aziz dostu-düşmanı herkes tarafından öldü bilinecek ve başka bir kimlikle, babasını ve karısını öldüren mafya organizasyonun başındaki adamın yani Özdemir Bey'in yanına sokulacaktır. Özdemir Bey Aziz'i, öldürdüğü Kemal Arif'in oğlu olduğunu bilmeden işe alır. İntikam için yanıp tutuşan Aziz, kaderin garip cilvesiyle karşı karşıya kalmıştır; çünkü işi, Özdemir Bey'in şımarık kızı Duygu'ya korumalık yapmaktır. Can almaya gelen Aziz, acaba şimdi düşmanının kızının canını koruyacak mıdır?.. Güneydoğu'da komutan koruması olarak askerliğini yapan Aziz, bir operasyon sırasında yaralanarak gazi olur ve evine döner. Annesi o askerdeyken vefat etmiş, babasını ise zaten üç yaşından beri hiç görmemiştir. Mahallede bir tek nişanlısı Ayşe vardır onun yolunu gözleyen.. Eski bir kamyonetle yük ve eşya taşımaya başlar. Bir yandan da, bu dünyadaki tek varlığı ve sevdiceği Ayşesi ile evlenmek için para biriktirmektedir. Derken bir gece, tek göz gecekondusunun kapısı çalar. Babasının arkadaşı olduğunu söyleyen Necmi Baba adında bir adam, onu babasına götürmeye gelmiştir. Aziz, babası Kemal Arif Karagülle'nin çok zengin ve meşhur bir kabadayı olduğunu öğrenir. Çok küçükken onları terkedip giden babasına öfke dolu olduğu için onunla görüşmeye gitmez. Kemal Arif düşmanları tarafından vurulur. Ölüm döşeğinde, babalık görevlerini yerine getirmediği için oğlundan af diler ve hayata gözlerini yumar. Artık bütün maddi zenginliği ve yıllardan beri sürdürmeye çalıştığı kabadayılık geleneği Aziz'e miras kalmıştır. Aziz bu mirası reddeder ve kendi sakin hayatına, Ayşe sine döner. Ancak düğün günü babasının düşmanlarının silahlı saldırısına uğrarlar. Ayşe ölüm döşeğinde yaşama tutunmaya çalışır ama sonunda dayanamayarak hayata gözlerini yumar. Aziz, Ayşe sinin kanlı mendilini yatağın ucuna bağlar ve ona bir söz verir; "-Bu mendil burada kaldığı sürece ne Allah affetsin beni, ne de sen.."Babasının sağ kolu olan Necmi Baba, onun için bir plan yapar. Aziz dostu-düşmanı herkes tarafından öldü bilinecek ve başka bir kimlikle, babasını ve karısını öldüren mafya organizasyonun başındaki adamın yani Özdemir Bey'in yanına sokulacaktır. Özdemir Bey Aziz'i, öldürdüğü Kemal Arif'in oğlu olduğunu bilmeden işe alır. İntikam için yanıp tutuşan Aziz, kaderin garip cilvesiyle karşı karşıya kalmıştır; çünkü işi, Özdemir Bey'in şımarık kızı Duygu'ya korumalık yapmaktır. Can almaya gelen Aziz, acaba şimdi düşmanının kızının canını koruyacak mıdır?..

Affedilmeyen Dizisi konusu

Güneydoğu'da komutan koruması olarak askerliğini yapan Aziz, bir operasyon sırasında yaralanarak gazi olur ve evine döner. Annesi o askerdeyken vefat etmiş, babasını ise zaten üç yaşından beri hiç görmemiştir. Mahallede bir tek nişanlısı Ayşe vardır onun yolunu gözleyen.. Eski bir kamyonetle yük ve eşya taşımaya başlar. Bir yandan da, bu dünyadaki tek varlığı ve sevdiceği Ayşesi ile evlenmek için para biriktirmektedir. Derken bir gece, tek göz gecekondusunun kapısı çalar. Babasının arkadaşı olduğunu söyleyen Necmi Baba adında bir adam, onu babasına götürmeye gelmiştir. Aziz, babası Kemal Arif Karagülle'nin çok zengin ve meşhur bir kabadayı olduğunu öğrenir. Çok küçükken onları terkedip giden babasına öfke dolu olduğu için onunla görüşmeye gitmez. Kemal Arif düşmanları tarafından vurulur. Ölüm döşeğinde, babalık görevlerini yerine getirmediği için oğlundan af diler ve hayata gözlerini yumar. Artık bütün maddi zenginliği ve yıllardan beri sürdürmeye çalıştığı kabadayılık geleneği Aziz'e miras kalmıştır. Aziz bu mirası reddeder ve kendi sakin hayatına, Ayşe sine döner. Ancak düğün günü babasının düşmanlarının silahlı saldırısına uğrarlar. Ayşe ölüm döşeğinde yaşama tutunmaya çalışır ama sonunda dayanamayarak hayata gözlerini yumar. Aziz, Ayşe sinin kanlı mendilini yatağın ucuna bağlar ve ona bir söz verir; "-Bu mendil burada kaldığı sürece ne Allah affetsin beni, ne de sen.."Babasının sağ kolu olan Necmi Baba, onun için bir plan yapar. Aziz dostu-düşmanı herkes tarafından öldü bilinecek ve başka bir kimlikle, babasını ve karısını öldüren mafya organizasyonun başındaki adamın yani Özdemir Bey'in yanına sokulacaktır. Özdemir Bey Aziz'i, öldürdüğü Kemal Arif'in oğlu olduğunu bilmeden işe alır. İntikam için yanıp tutuşan Aziz, kaderin garip cilvesiyle karşı karşıya kalmıştır; çünkü işi, Özdemir Bey'in şımarık kızı Duygu'ya korumalık yapmaktır. Can almaya gelen Aziz, acaba şimdi düşmanının kızının canını koruyacak mıdır?..

Berrak Tuzunatac Hakkinda Yorum




Affedilmeyen dizisi ile hayranlarının karşısına çıkmaya hazırlanan Berrak Tüzünataç hakkında, internet kullanıcılarının yaptıkları yorumlara değinmek istiyorum. stephanie seymour'a benzerliği dikkat çeken Berrak Tüzünataç, koç lisesinden mezunmuş. insanlar hakkında en iyi bilgileri bu tarz bilgiler verir bence. koç lisesinden mezunum, nasıl birisi olabilirim diye sorsalar, şöyle derdim: ingilizce biliyorsun, amerikan kültürü ile yetişmişsin ama bunu kendine uyumlu halde kullanıyorsun. ingilizcen iyi olduğu için, olaylara farklı açılardan, kendinden başka birisi gibi bakabiliyorsun. bir dil bir insan iki dil iki insan sözünün anlamı da budur zaten. her dil, insana farklı bir ruh, kültür ve bakış açısı getirir. Berrak Tüzünataç da büyük ihtimalle böyledir. güzelliğinden çok bahsedilmiş. bu tarz kişisel yorumlara yorum yapmaya gerek görmüyorum ama yeri gelmişken, bir şeye veya insana güzel demeden önce, güzel sözcüğünün anlamını biliyor muyuz diye düşünmeliyiz bence. bir milyar insandan bir kişi ancak tanımlayabilir bu sözcüğü. Berrak Tüzünataç turkcell reklamlarında oynamış. ben neden görmedim acaba. halbuki her reklam, insanları bıktırana kadar gösteriliyor. kaderimde yokmuş anlaşılan. evet doğru bildiniz, şiire atıftı.yorumları okurken, birisi şöyle bir sözcük kullanmış: "gasteler". acaba anlamı nedir? veya en azından bir anlamı var mıdır?Berrak Tüzünataç bunu cevaplayabilir mi? ilgilenmez bile bence. uzun çabalarım sonucunda gasteler sözcüğünün anlamını öğrendim. anlamı şuymuş: gazeteler sözcüğünün yamultulmuş, doğduğuna pişman edilmiş hali. Affedilmeyen dizisinde Berrak Tüzünataç'a başarılar diliyor, Berrak Tüzünataç resimleri ve bilgilerine devam edeceğimizi belirtmek istiyorum.

Cem Yıldız Affedilmeyen

Cem Yıldız Affedilmeyen dizisi için yaptığı müzik bir kez daha gösterdi ki, artık bizde de, yabancı ülkelerdeki sinema sektörü mantığı iyiden iyiye yerleşiyor. önceden, albüm çıkaran şarkıcıya dizi, film yapılırken, artık dizilere, filmlere müzikler yapılıyor. bu da gösteriyor ki, yapılan işlere verilen emeğe saygı artıyor. bunu yaptık, alın izleyin dönemleri kapanmak üzere. artık seyirci, her kareye dikkat ediyor. Affedilmeyen dizisi bittikten sonra bloga baktığımda, yan bölümde bulunan chat birimine yazılan mesajın, Cem Yıldız Affedilmeyen dizisi müziğinin sözleri olduğunu gördüm. bu da gerçekten, dizi yapımcıları için önemli bir konu olmalı.

Affedilmeyen dizisi yayina basliyor

Sonunda beklenen oldu ve bir hafta gecikmeyle de olsa, affedilmeyen dizisi, 8 mart perşembe günü 22:00'da yayına başlıyor. ilk bölümünü merakla beklediğimiz diziyle ilgili geniş bilgiyi sitemizde bulabilirsiniz. ayrıca, yayına başladığı ilk günden itibaren affedilmeyen dizisi bölüm özetleri ve oyuncuları hakkında bilgiler, dizi müzikleri ve videolarını da sayfamızda yayınlayacağız.

Affedilmeyen Dizisi Muzigi


Affedilmeyen dizisi müziği Cem Yıldız tarafından yapılmış. imkansız aşk ve yarım bıraktın gibi popüler dizi müziklerinde de imzası bulunan Cem Yıldız, affedilmeyen dizi müzikleri ile de kendinden söz ettirecek gibi gözüküyor. Kıraç'ın yapmadığı dizi müziği, dizi müziği değildir diyebileceğimiz hale geldiğimiz bu zamanda, Cem Yıldız gibi sanatçıların eserlerini de duymak çok hoş. Kişisel olarak ben, imkansız aşk isimli şarkıyı pek sevmemiştim. yolu belli olmayan bir şarkıydı. arabesk desek arabesk değil, pop desen hiç değil. gerçi pop saymak zorundayız çünkü pop ile anlatılmak istenen popüler şarkıdır. yarım bıraktın şarkısını çok hoşuma gidiyor ama sözleri çok kısıtlı ve geri dönmeler çok fazla. şarkıda tek söz: yarım bıraktın. başka söz yok. diziye uygulanmış halindeki, dizi oyuncularının konuşmaları çok hoştu. affedilmeyen dizi müziği olarak bakalım hangi şarkıları dinleyeceğiz.

Affedilmeyen Dizi Hakkında Yorum

Affedilmeyen Dizisi ile ilgili Sabah Cumartesi ekinden bir yorumdur:"En ciddi rakibim Erol Avcı!!!" Tomris Giritlioğlu dizi rekabetini anlattı! Unutulmayacak dizilerin yapımcısı Tomris Giritlioğlu, Hatırla Sevgili ve Affedilmeyen adlı iki yeni diziyle izleyici ekrana kilitlemeye hazırlanıyor. Sex and the City'nin takipçisi Giritlioğlu, bu kadar çok dizinin Türk Sineması'na zarar verdiğini düşünüyor. 'En ciddi rakibim Erol Avcı' Son yıllarda birçok başarılı televizyon dizisinin altında aynı isim göze çarpıyor: Tomris Giritlioğlu. Özellikle dönem dizileriyle dikkati çeken ünlü yönetmen, yakında yayınlanmaya başlayacak Affedilmeyen dizisinde Yılmaz Güney'e saygılarını sunacak.Yeditepe İstanbul, Çemberimde Gül Oya, Kırık Kanatlar, Kurşun Yarası, Ihlamurlar Altında, Sultan Makamı ve diğerleri... Son birkaç yılın en çok konuşulan dizilerin altında Tomris Giritlioğlu imzası var. Yeni sezonda da Erkekler Ağlamaz, Hatırla Sevgili ve Affedilmeyen adlı dizileriyle büyük bir izleyici kitlesine ulaşacağına kesin gözüyle bakılıyor. Ünlü yönetmenle, bu büyülü dünyanın beyaz cama yansımayan yüzünü konuştuk... - Türkiye'de de Amerika'da olduğu gibi yaz sezonu dizileri çekilmeye başlandı artık. Bunu televizyona olan bağımlılığımızın artmasıyla açıklayabilir miyiz? - Yaz sezonu dizi furyası, üç yıl önce yaptığımız Yarım Elma diziyle başladı. Çok başarılı olunca bir gelenek haline geldi. Çünkü Türkiye'de yaz boyunca tatil yapan insanların sayısı çok az. Televizyon hızla tek eğlence aracı haline geliyor. Yaz dizilerinin artmasını buna bağlıyorum. Ama kanallar her zaman yaz dizilerini seçerken daha hafif, eğlenceli projeler üzerinde duruyorlar. Bütçesi yüksek işler eylül ya da kasım ayında başlıyor. - Bir dönem sadece Bizimkiler dizisi vardı. Ondan sonra uzun bir süre dizisiz yaşadık. O dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz? - Aslında dizisiz yaşamadık. Özel kanallar kurulmaya başlayana kadar, TRT'de çok güzel diziler yapıldı. Özel kanallarla birlikte çok ciddi bir rekabet ortamı doğdu. Geçen yıl sezona 70 diziyle girilmişti, bu sezon 100'e yükseldiğini duyuyorum. Bu çok haşin bir rekabeti de getiriyor. Ama dizilerin daha nitelikli olmasını da sağlıyor. Bence televizyon, Türk sinemasına da büyük bir darbe vuruyor. Ancak çok iyi bir dizi, sadece günü ve saati nedeniyle başarısız olabiliyor. - Yani reyting bir dizinin başarısının tek göstergesi değil... - Bence ne sinemada ne de dizilerde, başarı ile izlenme oranı çok orantılı değil. Benim çok sevdiğim ve yaptığım işler arasında en iyisi olduğuna inandığım Seher Vakti, dokuz bölüm sonra yayından kaldırıldı. Bu, dizinin başarısız olduğunu göstermiyordu. Çok iyi bir diziydi ama İstanbul Masalı gibi hem kaliteli çekilmiş, hem seyircide yoğun bir izlenme alışkanlığı yaratan bir yapımın karşısında tutunamadı. Gün değişikliği yapıldı; ki bir dizinin ilk reytingini alıp hemen gün değiştirmek, o diziye zarar vermekten başka bir şey değil. 'GEÇMİŞİ ANLATMAK İSTİYORUM' - Son zamanlarda en çok sinema tadında bulduğunuz dizi hangisiydi? - Proje tasarımını yaptığım Çemberimde Gül Oya dizisi. Ama dizinin başarısı Çağan Irmak'a aittir. Bu yıl çok iyi bir ekiple birlikte, belki de şimdiye kadar olan en iyi dönem projesini, Hatırla Sevgili'yi yapıyorum. Ana yapımcı atv. Şimdiye kadar hayalini kurup yapamadığım pek çok şeyi yapabilme şansını verdiler. Menderes döneminde iki ailenin yaşadıklarını anlatıyor. - Dönem dizilerinin çoğunu siz yapıyorsunuz. Tarihle bu ilişkiniz nereden kaynaklanıyor? - Dönem işi yapmak aslında çok zor. Gerek yapımcı, gerekse proje tasarımcısı olarak dönem işi konusunda tecrübeli olmanız gerekiyor. Ayrıca öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, üzerinde yaşadığımız toprakların çok güzel çelişkileri, acıları ve dayanışmaları olan hikâyeleri var. Geçmişi, genç seyirciye anlatmak istiyorum. Beni bu ülkenin meselelerini anlatmaya yönelten bu. Son zamanlarda bunları neden hep bir dizi projesi içinde anlatmayı tercih ediyorsunuz? En son filminiz 2002'deydi... - Yeni filmime para bulamadığım için dört yıldır para biriktiriyorum. Yeni filmim Güz Sancısı'nı mayısta çekeceğim. Orada da Türkiye'nin bir dönemi var. Bir aşk hikâyesini parçalayan bir geceyi anlatmaya çalışacağım.. - Dizilerin size getirisi yüksek mi? Yani diziler sizin için film çekmek için araç mı? - Diziler bir yanıyla ticari yapımlar. Ama ben proje tasarımı yaptığım için bir yapımcı kadar kazanamadım. Tabii ki biraz para biriktirebildim. Bu diziler olmasa Güz Sancısı'nı yapmaya cesaretim olmazdı. - Neden dizi yönetmenliği yapmayı tercih etmiyorsunuz? - Yönetmenlik yapsam, sadece bir diziyle ilgilenebileceğim. Şimdi birçok dizinin proje tasarımıyla ilgileniyorum. Onların montajından müziğine, oyuncu seçimlerine kadar her şeyine hâkim olmak istiyorum. - Oyuncuları nasıl seçiyorsunuz? - Yıl boyunca tüm tiyatro oyunlarını izleyip yeni yüzler keşfetmeye çalışırım. Ama daha senaryo aşamasındayken temel kadrom bellidir. Sonra yan roller için ajanslardan talepte bulunuyorum. Onların gönderdiği 10-15 kişilik alternatiften, role uygun kişiyi seçiyorum - O zaman çevrenizde sizinle yakın ilişki kurmak isteyen gençler fazladır... - Tabii. Çalıştığım cast ajansına, benimle çalışmak için sürekli başvuruyorlar. Son üç yıldır dizilerime baktığınızda pek çoğunun ilk işi. -Bu sektörde kadın olmanın bir dezavantajı var mı? - Hiçbir dezavantajını yaşamadım. Ama televizyon dünyasında bunun acısını çekiyorum. Neredeyse tek kadın benim. Televizyon dünyası, erkek egemen bir dünya. Bu nedenle çok sade bir hayat yaşarken bile çok tepki çekiyorum. - Nasıl tepkiler mesela? - Erkekler kendilerine ait gördükleri bir dünyaya bir kadının sızmasına galiba tahammül edemiyorlar. - Erol Avcı hemen her projesinde başarıya ulaştı. Şimdi sizin için de aynı şey söz konusu. 'Dişi Erol Avcı' benzetmesine nasıl bakarsınız? - Bence Erol Bey çok başarılı bir yapımcı. Ben kendime en ciddi rakip olarak Erol Bey'i görüyorum; eminim o da beni görüyordur. - Bu sektörde nasıl marka olunuyor? - Aslında marka olmak pek benim dünyama ait bir şey değil. Ama insanlar televizyonun gidişatına çok önemli bir katkıda bulunduğumu söylüyor. Bütün bunlar planlanarak yapılan şeyler değil. Çünkü televizyon benim sorumluluğum. Bir gecede çok geniş bir izleyici kitlesine ulaşıyorsunuz. Çocuğumun veya yakınlarımın seyretmesini istemediğim bir işi ekrana getiremem. Şimdiye kadar hiç utanacağım bir iş yapmadım. Tabii ki yenilgilerim de oldu. Ama her yenilgi bir şey öğretiyor. -Son zamanlarda senaryo yazmaya heveslenenler çok. Onlara bir senaryonun 'olmazsa olmazları' konusunda tavsiye verebilir misiniz? - Sinemanın bile bence iki tane tanrısı var: Shakespeare ve Dostoyevski. Ve her şey yedi tane temel hikayeden yola çıkıyor. Benim ölçütüm yapılmış ve tekrarlanmış hikâyeler değil, yeni şeyler yapmak. O yüzden hikâye benim için çok önemli. Ondan sonra senaryo çalışması geliyor. Senaryonun olmazsa olmazı da iyi yazar. Yapımcı ile yazar ilişkisinin de çok iyi olması gerek. Bu halkayı yönetmenlerle de iyi tamamlıyorum. Geriye kanal yönetiminin stratejisi kalıyor. Ama inandırıcı, samimi olmazsanız bir diziyi seyirciye kabul ettirmekte zorlanıyorsunuz. Bunun yanı sıra, çok fazla dizi yapmamak gerekiyor. Çünkü o zaman enerjiniz azalıyor ve hata yapma ihtimaliniz artıyor. - Dizileri yaparken beslendiğiniz kaynaklar neler? - Birikimlerim; çocukluğumdan beri okuduğum kitaplar, seyrettiğim filmler, dinlediğim müzikler. Bir diğer şey de işimi çok seviyor olmam. Hastalık derecesinde bağlıyım. - Yabancı dizileri takip ediyor musunuz? - Bırakın yabancı dizileri, Türk dizileri bile izlemeye zamanım olmuyor. Ama bir ara Sex and the City'i takip etmeye çalışıyordum. Sonra onun da ucu kaçtı. - Ekim ayında Affedilmeyen adlı bir diziniz daha başlayacak. Bu şimdiye kadar yaptıklarınızdan farklı bir dizi olacak sanırım... - Affedilmeyen'de biz şunu sorguluyoruz: "Silah mı, cesaret mi insanı insan yapar?" Biz cesaretten yanayız. Yılmaz Güney'e saygı anlamında yaptığımız bir iş. Kurtlar Vadisi ve benzeri diziler varken, yürekten ve cesaretten yana bir kahraman yarattık. - Sis Yapım olarak atv'yle çalışma sisteminiz bu yıl her zamankinden farklı mı? - Erkekler Ağlamaz ve Hatırla Sevgili dizileri Sis Yapım, atv co-production. Aslında tüm dünyada uygulanan sistem budur. Televizyon dünyasında hiç kimse sinema gibi o işin yapımcısı olamaz. Dizilerin yapımcısı kanallardır. Biz bunu ilk defa doğru uyguluyoruz. Ana yapımcı atv. Böylece kanalla birlikte hareket ediyoruz. Başka yapımcıyla çalışmak yerine atv ile çalışıyoruz. Bu da prodüksiyon anlamında çok faydalı. Bütün sorumluluğu birlikte taşıyoruz. Ayrıca atv çok iyi bir yapımcı. Seyirci de bunu hissedecek.
ECE KOÇAL/SABAH CUMARTESİ

Affedilmeyen Dizisi Yapım Bilgisi

Yapımevi: Sis YapımYapımcı: Muharrem GülmezYönetmen: Faruk TeberSenaryo: Zülküf Yücel Can SinanElif UsmanHürer EbeoğluOyuncular:Aziz: Polat BilginDuygu: Berrak TüzünataçAyşe: Ayfer DönmezNecmi Baba: Dinçer ÇekmezKemal Arif Karagülle: Bahri BeyatCemal: Aytaç AğırlarKerime: Ruhsar ÖcalTaşdöğen: Gökhan BekletenlerOrhan: Engin AltanSeçil: Damla ÖzenHamiyet: Burçak İşimerElif: Damla Pelin ÇakarÜnal Başaran: İzzet ÇivrilReşat: Fatih DoğanÖzdemir: Serhat NalbantoğluGülafet Acar: Müge AkyamaçEmir Ayaz:Mehmet AtayLütfi Kaleli: Remzi EvrenGülnaz: Ahu SungurMacide: Fatoş SılaBedri :Kevork Türker

Affedilmeyen Dizisi Oyuncuları




Karakter adı - Oyuncu adı:




Duygu: Berrak Tüzünataç


Ayşe: Ayfer Dönmez


Cemal: Aytaç Ağırlar


Kerime: Ruhsar Öca


lSeçil: Damla Özen


Macide: Fatoş Sıla


Bedri :Kevork Türker


Hamiyet: Burçak İşimer


Macide: Fatoş Sıla


Elif: Damla Pelin Çakar


Emir Ayaz:Mehmet Atay


Lütfi Kaleli: Remzi Evren


Ünal Başaran: İzzet Çivril


Reşat: Fatih Doğan


Özdemir: Serhat Nalbantoğlu


Gülafet Acar: Müge Akyamaç


Gülnaz: Ahu Sungur


Taşdöğen: Gökhan Bekletenler


Orhan: Engin Altan


Bedri :Kevork Türker


Necmi Baba: Dinçer Çekmez


Kemal Arif Karagülle: Bahri Beyat

Affedilmeyen Dizi Resimleri

Affedilmeyen Dizi Resimleri olarak bir kaç resim eklemek istiyorum. yayına başladıktan sonra umuyorum bir çok resim ekleyebileceğim. baş rol oyuncuları polat bilgin ve Berrak Tüzünataç resimleri için de ayrıca sayfalar yapmayı planlıyorum.





Polat Bilgin Resimleri

Affedilmeyen Dizisi baş rol oyuncusu Polat Bilgin'in bir kaç resmini bu sayfada yayınlamak istiyorum. Polat Bilgin, Eskişehir Üniversitesi'nden mezun ve daha önce dizilerde yer almamış bir oyuncu. takışıklılığı ile hayran kitlesini artıracak gibi görünüyor.